23.11.2023 12:48:00

Gülseren ŞENYÜZLÜ

 

DEĞERLİ VELİLERİMİZ…


Değerli anne ve babalarımız,  bu hafta da sizlere seslenmeye devam edeceğim…
Anne babalık çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamakla bitmiyor. Her şeyi okuldan, öğretmenlerden beklemek de yanlış. Bizim de yapmamamız gerekenler olduğunu unutuyoruz…
Sınav olduklarında önce çocuğumuzun kaç puan aldığını, sonra da arkadaşlarını soruyoruz çoğumuz ve başlıyoruz çocuğumuzu arkadaşlarıyla kıyaslamaya. 
Hiç aklımıza gelmiyor çocuğumuzun neden bazı soruları yapamadığını sormak. 
Hele akraba ya da komşuların çocuklarıyla aynı yaştaysa çocuklarımız ve bir de bizim çocuktan daha başarılı olduğunu biliyorlarsa yandık.  Sohbet nasıl olur bilmem ama döner dolaşır derslere geliverir. Bizim çocuk çok başarılı amcası, teyzesi. Hatta dereceye giriyor. Sınıfta birinci. Sizin çocuk da öyledir değil mi, der ve ortalık kızışır. Sizinkiler sessiz, kem küm geçiştirirler konuyu. 


Konuklar gittikten sonra yüklenir çocuğa ağzına ne gelirse: “ Allah ellere ne çocuklar veriyor. Bak hep birinci, ya sen… Ayşe teyzenin oğluna birazcık benzeseydin. Terbiye desen, çalışkanlık desen hepsi onda… Bir de sana bak.”
Hatta öfke nöbetiyle konuyu biraz daha genişleterek devam ederiz: ”Biz senin için saçımızı süpürge ettik, yemedik yedirdik; içmedik içirdik. Biz bunları hak etmedik; seni doğuracağımıza taş doğursaydık. “ der, tehditler savurarak çocuğumuzu tabir-i yerindeyse güya adam etmeye çalışırız.
Bu şekilde davranan anne baba nasıl bir yıkıma neden olduğunun farkında mı acaba…


Özellikle de çocuğumuzda oluşan “Beni anlamıyorlar!” düşüncesi, onu yalnızlığa iter ve anne babasından uzaklaşmasına neden olabilir.


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.