Yargıya Ali Yalçın Verildi Ses Müteahhitten Geldi
Kurucusu ve üyesi olduğumuz sendikanın örgütsel gücünü rant ve zenginleşme aracına dönüştüren Ali Yalçın’ı ve uygulamalarını Yargıya taşıdığımız haber, ajanslara düştükten sonra ses Ali Yalçın’dan değil, Kuşadası Konaklarının müteahhitinden geldi.
Yazılarımızda proje müteahhitinin ne tüzel kişiliği ne de gerçek kişiliği ile ilgili bir tek cümlemiz bulunmamaktadır. Müteahhit ile ilgili herhangi bir şikâyetimizin de olmamasına rağmen müteahhitten bir görüşme talebi gelmesini açıkçası yadırgadık. Hâlbuki milyonlarca memur kirada otururken TOKİ arazisine amacı dışında lüks konut yapılmasına öncülük eden, tasarrufta bulunan, irade ortaya koyan, destek ve onay veren kişi Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’dır. Eleştirilerimizin odağındaki isim de budur.
Müteahhiti bulan biz değiliz, görüşmeleri yapan biz değiliz, sözleşmeyi imzalayan da biz değiliz. Eğer müteahhite “lüks konut değil de TOKİ arazisine amacına uygun sosyal konut yapılacak” denilseydi, müteahhit sosyal konut yapacaktı. Sözleşme kat karşılığı değil de ücret (bedel) karşılığı yapılsaydı tüm konutlar kooperatifin uhdesinde kalacaktı. Bu proje sendika üyelerine duyurulsaydı, konut sayısından fazla başvuru olduğunda ortaklar şeffaf bir şekilde kura ile belirlenmiş olsaydı, işte o zaman emek örgütüne yakışan bu çalışmayı herkes ayakta alkışlardı.
Ancak Ali Yalçın’ın derdi kirada oturan ve geçim sıkıntısı çeken memur değil, şahsi çıkar ve menfaattir. Bu yüzden bugün karşımızda bu kadar üzücü ve sendika ahlakına yakışmayan bir tablo bulunmaktadır.
Sendika içi tartışmalardan proje müteahhitinin etkilenmesi doğaldır. Ancak bu durumun müsebbibi, sendikanın kurucu değerlerine aykırı uygulamaları eleştiren kurucu üyesi değil; sendikanın maddi ve insan gücünü kişisel çıkar ve menfaati için kullanan Ali Yalçın’dır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın buyurdukları üzere “devletimizin gücünün üstünde bir güç bugüne kadar tanımadık ve bundan sonra da tanımayacağız.” Biz de bu anlayışla kamuoyunun huzurunda açıkça ifade ediyoruz ki; can güvenliğimizin teminatı olan Devletimize ve güvenlik güçlerimize güvenimiz de inancımız da tamdır.
Devletimizin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının koruyucusu olacağımızı en üst perdeden her daim haykırıyoruz.
Kök mülkiyeti hazineye ait olan araziler üzerinde, sendikacıların kooperatif marifetiyle TOKİ arazisine amacı dışında yaptırmakta oldukları ve 86 milyon vatandaşımızı ilgilendiren lüks konutlarla ilgili konu artık Yargıdadır. Herkes hukuka saygılı olmalı, adil yargılamaya gölge düşürecek tutumlardan kaçınmalı ve Yargının vereceği kararı sükûnetle, itidalle ve soğukkanlılıkla beklemelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir ve Yargı bağımsızdır. Nokta.
Yıldırım Demirci